PKK’nın hendekleri HDP’ye zarar verdi

HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, son aylarda PKK’nın doğu ve güneydğuda hendek kazması ve polisle çatışmasının HDP’ye zarar verdiğini sösyledi. HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, HDP’nin 7 Haziran seçimleri öncesinde “Seni başkan yaptırmayacağız” açıklamasının 1 Kasım sonrasında “başkanlık sistemini tartışabiliriz”‘e dönüşmesine açıklık getirdi. Tan, “Başkanlık sistemini de yarı başkanlık sistemini de parlamenter sistemi de tartışırız. Diktatörlüğü, sultanlığı ve tek adamlığı asla kabul etmeyiz. Söylediğimiz dün de buydu. Bugün de aynı” dedi.
“Kürt halkının yüzde 84.2’si hendek kazmaları, devrimci halk savaşı dedikleri pozisyonu benimsemiyor” diyen Tan, “Halka rağmen devrim olmaz. Yakarak, yıkarak, halkın yarısını perişan ederek elde edeceğiniz sonuç barış değil. Pirus zaferi, o da zafer değildir” ifadesini kullandı.
Cumhuriyet’ten Selin Ongun’un sorularını cevaplayan Altan Tan, “PKK, eylemsizlik tavrını devam ettirerek, ‘Sen ne yaparsan yap ben seninle bu savaş oyununu oynamıyorum’ deseydi, AKP’nin bu stratejisi büyük oranda boşa çıkardı” dediniz. Ki bunu seçimden evvel de söylemiştiniz. HDP parantezi diyerek soralım: Ya HDP?” şeklinde bir soru üzerine, “PKK’nin, YDG-H’nin savaşı şehir merkezlerine taşıması, demokratik özerkliği sadece öz savunma ve hendeğe indirgeyen davranışı yanlıştı. Halk buna ilk günden tepki verdi. Ancak bu yanlışta ısrar edildi. HDP’nin gücü ise maalesef bu yanlışı önlemeye yetmedi. Sonuçta PKK’yi HDP yönetmiyor. AKP ve devlet HDP’ye her türlü baskıyı, tutuklamayı, şiddeti vs. kullandı. PKK de “Ben, senin bu savaş oyununda yokum” demedi. HDP demokratik özerkliği hepimizin istediğini ama bunun bir ilanla değil inşayla, zaman ve birikim isteyen bir demokratik mücadele ile olabileceğine PKK’yi ikna edemedi. Bazı arkadaşlarımız bunu kamuoyuna defalarca ve samimi bir şekilde söyledi, ancak toplumdaki algı değişmedi.” dedi
ÖZERLİK İLANLARI
Tan, “PKK’den “Bizim izlediğimiz stratejiyi izleseydiler HDP’nin oyları yüzde 20’ye çıkabilirdi” açıklaması geldi. Ne demek isteniyor?” şeklindeki bir başka soru üzerine ise şunları söyledi: Böyle ciddi bir dönemde kimse ile polemiğe girmek istemiyorum. Doğru olduklarına halen inanıyorlarsa Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Mardin Büyükşehir Belediyesi, Van Büyükşehir Belediyesi ve Dersim-Tunceli Belediyesi’nde özerklik ilan etsinler o halde. Aynı politikalar devam etsin bakalım netice nasıl çıkacak? Halk gerçekten dedikleri gibi bu politikalara destek vermişse buyursunlar devam etsinler. Biz legal ve demokratik siyasetçiler bu yöntemin doğru olmadığını ve halkın bunu benimsemediğini söyledik ve söylemeye devam edeceğiz. “Hendek kazmalar, kepenk kapatmalar, bölgedeki orta sınıf denilen küçük burjuvayı ürküttü. Zaten küçük burjuvalar toplumun en kaypak kesimidir, aramızdan çürükler gitti, kalanlar bizdendir” şeklinde özetlenebilecek sekter yorumlara da asla katılmıyorum. Diyarbakır şehrinin şu anda yüzde 70’ye yakını orta sınıf denilen bu insanlardan oluşuyor. Siz bu insanları yok mu sayacaksınız, düşman mı kabul edeceksiniz yoksa yanınıza mı alacaksınız? Kürt siyasetinin de cevaplaması gereken soru bu.
Altan, hendek stratejisinin doğru olduğunu savunan PKK’ya şu göndermelerde bulundu: Mesela Diyarbakır’ın Sur ilçesi. Demokratik özerklik ilan edilen Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yüzde 8.5 düşüş, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde ise 9.5 puan düşüş var. Van merkezde yüzde 10 düşüş var. Özerkliğin hendeğe indirgendiği stratejinin doğru olduğunu düşünenler bu rakamları gözden geçirebilirler.
“BAŞKANLIK TARTIŞILABİLİR”
Altan Tan, “başkanlık” konusunda son günlerde HDP’nin “yeşil ışık” olarak değerlendirilen açıklamalar yapmasıyla ilgili olarak ise şöyle konuştu: Tartışılabilir demek “biz tek adamlığa evet diyoruz” demek değil. Kaldı ki bu “tartışılabilir” kısmında yeni bir şey yok. Çünkü en başta Anayasa Komisyonu’ndaki sözlerimiz bellidir, okumak isteyenler için yazılı olarak da mevcuttur. Başkanlık sistemini de yarı başkanlık sistemini de parlamenter sistemi de tartışırız. Diktatörlüğü, sultanlığı ve tek adamlığı asla kabul etmeyiz. Söylediğimiz dün de buydu. Bugün de aynı.