Sağ gösterip sol vurmak eski bir boks geleneğidir. 1960’lardan, 1990’lı yıllara kadar Sovyetler Birliği ile soğuk savaş yaşayan ABD, ne gariptir ki hiç savaşmadılar. Egemenliklerinde tuttukları üçüncü dünya ülkelerini tıpkı bir satranç taşlarına benzeten bu iki ülke, her seferinde çıkarları doğrultusunda güç gösterilerini bu ülkeleri birbirine kırdırarak yapmışlardır. Bu yolla hem rakiplerine gözdağı vermiş aynı zamanda da mevcut sömürgelerini ellerinde tutmuşlardır.
ABD’nin yıllardır süregelen söylemleri arasında en çok kullandığı argüman İran düşmanlığıdır. Tahmin edeceğiniz gibi İran ile de tarihi boyunca bir savaş yapmamıştır. Geçmişte küçük bir kurtarma operasyonu denemiş (İrangate) ancak bunda da başarılı olamamıştır.
Kısa zaman önce bölgede bir anda “peydahlanan” IŞİD terör örgütü konusunda sosyal ve siyasal var oluş sebepleri hakkında çok şeyler yazılıp çizilse de, bugün geldiğimiz noktadan bakıldığında bu örgütün aslında “hızlandırılmış” bir işgal projesi olduğu ve arka kapağında “made in ABD” yazdığı açık bir şekilde görülmektedir.
Türkiye’de istikrar ve güvenli bir yönetim sergileyen, 13 yıldan bu yana iç ve dış politikada ciddi projelere imza atarak bölgesel hatta küresel bir güç ve aktör olmak konusunda önemli mesafe kateden AK Parti hükümetini, çeşitli hile, algı ve kumpaslar kurarak bu hususta iktidar ümitleri kalmayan muhalefet partilerini de yanına alan ABD ve Batılı müttefikleri, işgal stratejilerini bir adım daha öteye taşıyarak IŞİD marifetiyle Suriye sınırımızda PYD güçleri için bir koridor oluşturarak, bağımsız PKK devletini kurma hesapları yapmaktadır.
Telabyad ve civarını güya IŞİD’den arındıran ABD, boşalttığı yerleri PYD kontrolüne bırakmakta hiç gecikmedi. Kuzey Irak Kürdistan’ında işleri bir türlü yoluna koyamayan “müttefik işgal güçleri” Mesut Barzani’nin Türkiye üzerinden petrollerini dünyaya açması ve Tayip Erdoğan ile ilişkilerinde samimi bir rota çizmesi sebebiyle işgalci güçlerin tepkisine hedef oldu.
“Bölge üzerinde yeni bir harita tasarımı planlayan ABD,
özellikle İsrail’in önceliklerine ve Arzı Mevud”hedeflerine
yönelik yüz yıllık bir proje yürütmektedir.”
Bu proje kapsamında güçlü ve büyük bir Türkiye görmek istenmediği açıktır. Tüm kumpaslara rağmen hala dimdik ayakta kalan Türkiye devletinin varlığı, hele hele bölgesel bir güç olması, üstelik dünya aktörü olma yolunda mesafeler alması ABD ve İsrail başta olmak üzere İngiltere, Fransa ve Almanya’nın fena halde moralini bozmaktadır. Bu gücün bir an önce imha edilmesi, buna güç yetirilemiyorsa “Koalisyon” hükümetlere dönüştürülerek “pasifize” edilmesi gerektiğine inanan şer güçler, maalesef Türkiye içerisindeki hain işbirlikçiler ve onların bağlı bulunduğu ihanet oluşumları tarafından şimdilik bu planlarını başarmış gibi görünseler de, AK Parti ve onun lideri Cumhurbaşkanı R. Tayip Erdoğan’ın kararlı duruşu bu oyunu bozacaktır.
Aslında ne ABD’nin ne de diğer emperyalistlerin, Türkiye sınırında veya başka bir yerde kurulacak bir Kürt Devleti umurlarında bile değil! Tıpkı Irak’a getireceklerini söyledikleri demokrasi umurlarında olmadığı gibi! Mesele şu ki; emperyalistler kendilerine tek rakip ve tehlike olarak gördükleri Türkiye’nin önü alınamayan yükselişini önleyebilmek ve onu sürekli tedirgin, meşgul ve rahatsız edecek silahlı güçlerin burnunun dibinde olmasını sağlamak istemektedirler. Böylece IŞİD ve benzeri terör örgütleri de var oluş amaçlarına hizmet edecek alan bulmuş olacaklardır.
Mesela, birkaç ay içerisinde kurulan, örgütlenen, silahlanan, profesyonel bir ordu kuran ve Irak’ın üçte birini ele geçiren IŞİD, birkaç ay sonra aniden, kurulduğundan daha süratle yok olursa hiç şaşırmayalım! Zira bu bölge üzerinde hangi terör örgütü var ise bilinmelidir ki, arkasında mutlaka ABD ve diğer işgal güçleri bulunmaktadır. Kullanma tarihleri geçtiğinde ise yok edileceklerdir.
Sonuç olarak, koalisyon dönemlerine döndürülerek zayıflatılmak istenen, elde ettiği kazanımlarından soyutlanmak istenen Türkiye, acilen bir erken seçime giderek tamamen algı ve hile ile oluşturulan bu Meclis tablosunu bozmalıdır. Bu tablo asla “Made in Turkey” değildir. Halkın gerçek tercihi değil bilakis ABD’nin çeşitli algı operasyonları ve “üst akılın” oyununa gelen muhalefet partilerinin katkısıyla sırf AK Parti’nin hükümet olamaması için kurgulamış olduğu bir projedir.
An itibarıyla Türkiye hükümet kurma ve koalisyon hesaplarıyla meşgul olmuşken, Suriye sınırında bir PKK Devleti kurma çalışmaları başlamıştır bile! Tepki oyu veren vatandaşlarımızın tepkileri adrese ulaşmıştır. Sanırım istedikleri de buydu! Öyle değil mi..?
Yorum Ekle